gelmek

gelmek
gelmek <-ir> (-den -e) kommen a fig (von D, aus D zu D, nach D, in A); ÖKON Briefe einlaufen; Waren eingehen; 50 kg usw wiegen; Karte spielen;
çok gelmek überflüssig sein;
(-de) birinci gelmek erste(r) werden (in D); (-e) zur Hauptsache kommen, übergehen; etwas (A) aushalten können;
-in işine gelmek jemandem passen, seinem Wunsch entsprechen, jemandem recht kommen;
-in omuzuna gelmek jemandem bis an die Schulter reichen;
-e iyi gelmek jemandem gut tun, bekommen, gut sein (für A);
sıkıntıya gelmez … er hat kein Durchhaltevermögen;
şakaya gelmemek keinen Spaß verstehen;
… kaça geliyor was kommt (= kostet) …?;
bana pahalıya geliyor es kommt mich teuer zu stehen;
tamam gelmek Schuhe z.B. gut passen;
… yaşına gelmek das Alter von … Jahren erreichen;
yolun sağına geliyor … befindet sich rechts vom Weg;
o yerlere hiç gelmemiştim dort war ich noch nie gewesen;
gelmez man darf nicht …, z.B. bu çamaşır kaynatılmaya gelmez diese Wäsche darf nicht gekocht werden;
dediğime geldiniz mi? finden (oder fanden) Sie es richtig, was ich sagte?;
bana öyle geldi ki … mir schien es so;
öyle geliyor ki … es scheint, dass …;
… bana fazla şekerli geldi … kam mir zu süß vor;
arabayla gelmek mit dem Auto usw kommen; gefahren kommen;
-(me)mezlikten gelmek so tun, als ob … (+ Konjunktiv II);
bilmemezlikten gelmek den Tauben, den Unwissenden spielen;
-i gelip almak jemanden abholen;
gelip çatmak hereinbrechen;
(-e) gelip gitmek jemanden besuchen; Touren (oder Fahrten) machen; (-den) vorbeifahren;
-eceği (oder -esi) gelmek, z.B. ağlayacağım geldi ich hätte am liebsten losgeweint;
Verbstamm+e+gelmek, z.B. söyleyegeldiğimiz şarkılar Lieder, die wir schon lange singen;
fam futbolcuya gel! siehe mal einer den Fußballer an!;
gel(in), gelsin also, nun; los …; soll (er) doch …;
gelin, bu akşam sinemaya gidelim los (oder also), gehen wir heute abend ins Kino!;
gel de, gelsin de wenn möglich, wenn du kannst usw;
gel zaman git zaman nach geraumer Zeit; im Laufe der Zeit

Türkçe-Almanca sözlük. 2013.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Schlagen Sie auch in anderen Wörterbüchern nach:

  • gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vadesi gelmek (veya yetmek) — 1) süresi dolmak, zamanı gelmek 2) mec. ömrü sona ermek, eceli gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • denk gelmek — 1) uygun düşmek, uygun gelmek Neleri, nasıl yazacağımıza gelince, yaşadığım günden başlayıp, denk geldikçe geriye dönüşlerle. N. Meriç 2) rast gelmek, rastlamak Dolunun her biri, denk gelse bir kafa yarardı. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • havale gelmek — 1) postane veya banka yoluyla para gelmek 2) gebe ve çocuklara çoğu zaman bayılma, yüksek ateşle beraber çırpınma krizleri gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tava gelmek — 1) toprak sürülecek duruma gelmek 2) mec. yumuşamak, kanmak, yola gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eli boş gelmek — 1) armağansız gelmek 2) umulan şeyi getirmeden gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • galip gelmek — yenmek, üstün gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gibisine gelmek — imiş gibi gelmek, sanmak Öyle gibime geliyor ki bu işin içinden kolay çıkamayacağız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hatiften gelmek — gaipten ses gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hizaya gelmek — 1) düzgün sıra olmak Sandallar tam bir hizaya gelince onları birbirlerine elleriyle bitiştirerek tutan kayıkçılar. A. Ş. Hisar 2) tkz. davranışlarını düzeltmek, yola gelmek Ha şöyle dedi içinden, adam ol da biraz hizaya gel. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kip gelmek — hlk. tıpatıp, uygun gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”